Özgür ruhlar diyarı

O NE ÖZGÜVEN O?

Nasıl özgüvenli olmasın ki? Daha ilk bakışta ‘ben buradayım’ diyor. Güçlü duruşu kendine özgü tasarımı ile bu ay Infiniti Q30’layız. Radyatör ızgarası, kıvrımlı profil hatları, bıçak formundaki C sütunu, keskin bakışlı farlar ve stop lambaları markanın karakteristik özelliklerini taşırken özgün çizgisi ve ilham veren yol tutuşuyla farkını ortaya koyan bir otomobil o. İngiltere’de üretilen ilk Japon Premium modeli olma özelliği taşıyan Infiniti Q30, altı yıllık ar-ge çalışmasının ardından yollarda. Ve şehirli aktif yaşamı seven, rafine zevkleri olan kullanıcıları hedeflemesi boşuna değil. Turbo beslemeli, düşük yakıt tüketimine sahip üç farklı motor ve yedi farklı donanım seviyesi ile Türkiye pazarındaki yerini almış. 2013 yılında tanıtılan konsept modelden itibaren gelişimini sürdüren Q30, Avrupalı otomobil kullanıcılarının konfor, lüks, dinamizm, performans ve verimlilik gibi beklentilerini karşılamak için üretilmiş. Konu Premium olunca otomobilde kullanılan malzeme kalitesi de ön plana çıkıyor. Q30 kokpiti tamamen alcantara ve deri ile kaplı. Saten krom tavan rayları, cam tavan, koyu renkli camlar, deri kaplı kapı içleri, cruise control, ısıtmalı ön koltuklar, çok fonksiyonlu deri direksiyon simidi, şerit destek uyarı sistemi, arka park sensörü, LED ön-arka aydınlatmalar, sis lambaları, çift yönlü klima, ultrasonic alarm, ön çarpışma önleme ve frenleme desteği, 2 USB girişi ve bluetooth gibi özellikler standart donanımlar arasında. Kullanması da bir o kadar zevkli. Ancak her çok gelişmiş otomobilde olduğu gibi dar sokaklar, birbirinin üzerine atlayan sıkışmış trafikteki diğer otomobiller sayesinde her bir sensör harekete geçip sinyal vermeye başlıyor. Hele ki yollardaki o şerit karmaşasında direksiyonun isyanı... Ama tüm bunlar aynı zamanda kendinizi güvende hissettiriyor. Ön ve arka koltukta seyahat edenler de gerekli konfordan faydalanıyor.

PARKTA UZMAN

Q30 park konusunda uzman. Sorununu kendi çözebiliyor. Ön, arka ve yan aynalardaki kameraları sayesinde 360 derece görüş kolaylığı sağladığı için kalabalık yerlerde etrafı görmek ve manevra yapmak son derece kolay hale geliyor. 12 adet sensör ile çalışan otomatik park desteği sunuluyor. Paralel ve geri park noktalarına kendisi park edebiliyor. Elbette bunun için etrafınızda sabırlı sürücülerin olması gerekiyor.

GÜVENLİK

Yetişkin Yolcu Koruması, Çocuk Yolcu Koruması, Yaya Koruması ve Güvenlik Desteği alanlarında yapılan testlerde segmentindeki en yüksek puanları toplamış Q30. Genelde ağırbaşlı renkleri mevcut. Zaten farklı tasarımı ile fark edilmemesi mümkün gözükmüyor. Aslında aile otomobili olarak da oldukça uygun. Hele ki gezmeyi çok seviyorsanız.

Yazı: Arzu Sözeri

EYLÜL AYI İÇERİSİNDE VOLKSWAGEN AMAROK DAVETİYLE ADINI ÇOKÇA DUYDUĞUM AMA İLK DEFA GÖRECEĞİM KITEBOARD İÇİN YOLA KOYULDUK. Akyaka bir doğa mucizesi. Ben daha önce maden tarafının eşsiz güzelliğine vurulmuştum. Sıcak soğuk akıntılı denizi, muhteşem çam ağaçları ve şahane yemekler kısmına hakimdim. Ama bu sefer kiteboard için bambaşka bir koya gittik. Kite için katettiğimiz yol zor bir yol. Öyle asfalt falan değil yani. Koya girdiğiniz an havada rengarenk uçurtmalar, uçan, suya düşen insanlar görüyorsunuz. Görsel bir şölen adeta. Öncelikle şunu söyleyeyim; iki günlüğüne gitmiş bir arkadaşınız size ‘havada taklalar attım, uçtum’ falan diye atar tutarsa inanmayın. Bayağı çaba gerekiyor. Sekiz saat ideal eğitim süresi. Amarok Kite Academy, Türkiye Yelken Federasyonu’ndan lisanslı eğitmenlere sahip. Eğitmenler ise Türkiye bünyesinde dereceye girmiş lisanslı sporcular ile yoluna devam ediyor. 7’den 70’e herkesin yapabileceği bir spor. 35 kiloyu aşmanız yeterli.

EĞLENCE VE DOĞA BİR ARADA

Ders ücretlerini, malzeme fiyatlarını duyduğumda açıkçası gözlerim büyüdü. Sonrasında gelen mantıklı açıklamalarla biraz normale döndüm. Başlangıç seviyesi eğitim maliyeti, malzemeleri ve tabii havalı rengarenk kıyafetleri için ilk seferinde küçük bir yatırım yapacaksınız. Akyaka ise kiteboard için ideal bir ortam sunuyor. Karaya esen termik bir rüzgar ve sığ diz kapağı seviyesinde bir deniz... Düştüğünüzde hemen kalkmanız mümkün ve öğrenene kadar kaç kere düşüldüğü belli değil. Azmak deresinden karışan tatlı su ise denizdeki tuz oranını oldukça azaltıyor. Kiteboard alanı büyük bir üniversite kampüsü gibi. Uçanlar, düşenler, barfiks çekenler, güneşlenenleri ile çok eğlenceli. Şahane bir akşam yemeğinde sohbet ederken ‘Neden Amarok ile Kiteboard?’ diye sorduğum Kite Academy kurucusu ve Türkiye’de bu sporun başarılı isimlerinden Sedat Çelenk kısaca anlattı. “Bir arkadaş grubu ile yola çıkıyorsunuz dolayısıyla kullanılan malzeme ıslak ve çok yer kaplıyor, gideceğiniz yerde yollar bayağı zorlayıcı olabiliyor. Haliyle pick up bir araç çok kullanışlı. Ayrıca kullanırken yaşanan özgürlük hissi de cabası. Sanki kite’cıların yaşam tarzına da fazlasıyla uyuyor Amarok. Hani cuk oturur derler ya Amarok ve Kite Academy gerçekten güzel bir iş birliği başarmışlar. Bu arada yenilenen Volkswagen Amarok da ekim ayında satışa çıkıyor. İç tasarım ve dış tasarımdaki yenilikler göz kamaştıracak gibi. Ben de Amarok kullanmayı çok sevenlerdenim, o yüzden sanırım gelir gelmez test edeceğim. Sonuç; kite konusunda pek başarı sağlayamadım. Yine sabırsızlığımın kurbanı oldum. O temel eğitim sürecini bir geçerseniz sonrası müthiş. Delicesine büyülendim. Enfes bir doğa, muhteşem gençler. Yaptıkları sporun mutluluğu yüzlerine vuruyor. En sevimsiz ise sivrisinekler. Resmen zımbalıyorlar, dört gün şişliği inmiyor. Bütün gün deniz, rüzgar ile uğraşmanın sonucu olarak gece 12.00’de Akyaka sessizliğe bürünüyor. Kite yapanların çoğu Akyaka’da kalanların oluşturduğu kısım; yıllardır birlikteler. Çeşitli sebeplerle İstanbul’a veda etmişler. Ne kadar az insan gelirse o kadar mutlu olduklarını söylüyorlar. Belki de onlar haklılar?