Diyetler neden yarım kalıyor?

Dilara Koçak, kitabı Dilara Koçak İle İyi Yaşam'da diyet motivasyonu yarım kalanlar için öneriler sunuyor.

Diyetler neden yarım kalıyor?

İnce görünmek ve sağlıklı olmak isteyen herkes diyet yapmaya çalışıyor ama diyet yapanların çoğu bir süre sonra diyet yapmaktan vazgeçiyor. Bunun nedeni genelde aç kalmak veya diyetlerin zorluğu olmuyor. Diyet yapmaktan vazgeçenler bazen sıkılıyor, bazen kilo kaybetme hızından memnun olmuyor, bazen de mahrumiyet duygusu yaşıyor. Bazı bireyler ise program dışına çıktığında, bunu büyük bir felaket gibi değerlendirip suçluluk duygusu ile motivasyonunu kaybediyor
ve kendini “güçsüz ve başarısız” hissediyor.

VAZGEÇMEYİ ÖNLEMEK İÇİN
- Tecrübelerime göre birey
 kilo vermenin psikolojik etkilerine ve değişime hazır olmadığında bu süreçte neler yaşayabileceğini bilmiyor,
morali bozuluyor, mücadeleyi bırakıyor. Bu başarısızlık ve kısır döngü defalarca tekrar ettiğinde ise diyet programını, yaşam şartlarını, kilo vermeye müsait olmadığını düşündüğü bünyesini veya diyet programını suçluyor. Bunların sonucunda maalesef bazı kişiler kendisine zor gelenin gerçek nedenini hiçbir zaman kavrayamadan kapı kapı gezip kilo
vermeye çalışıyor ama başarısız oluyor.
- Her gün kontrolden biraz daha çıkan zayıflama sektöründe bazı bireyler kilo kaybetme hevesiyle sağlığını bile kaybedebiliyor. Her türlü yolu denemeye hazır olanlar “Diyetetik” lisansı olmamasına rağmen “Diyetisyen” unvanı kullanan kişilere mucizevi beklentilerle hızlı kilo vermek uğruna avuç avuç para harcıyor.
- Biraz kekik suyu, biraz limon ve sarımsak veya sabah içilen sıcak su gibi çözümlerden medet umuluyor. Kilo vermek uğruna insanlar her türlü yolu denemeye hazırlar. Bağırsaklarını yıkatan insanlar olduğu gibi günlerce sıvı beslenenler bile var. Neden bunu yapıyorsun sorusuna verilen cevap ise genelde şöyle: “Bedenimin iyiliği için” veya “sağlıklı olmak için”. Düşünelim; acı çekmek, aç kalmak, sıkılmak, mutsuz olmak, sinirli olmak bedeninize ne kadar iyilik getirir?


NE ZAMAN VAZGEÇİLİYOR?
İster 5 ister 50 kilo verilmek istensin, tekrar kilo almamak ve sağlıklı bir ömür için yeme ve yaşam tarzı alışkanlıklarının bazılarının değiştirilmesi gerekebiliyor. Bu değişiklikler diyet programının 1. haftasında zor gelmeyebilir. Çünkü başlangıçtaki doğal heyecan, diyet yapan kişiyi motive etmeye yeterlidir. Ancak, genelde 2- 3 hafta sonra,“yeni” yeme alışkanlığı her zamanki yaşam tarzıyla çatışmaya başlıyor, eğer kişi bu konuda hazırlıklı değilse, diyete devam etme arzusu giderek solmaya başlıyor.  3. haftadan sonra kilo verme
hızı yavaşlayabilir hatta bazen durabilir bu duruma önceden hazırlanmamış birey bu dönemde ilk haftalardaki heyecanını da yitirmiş olması nedeniyle kopma noktasına gelebiliyor. İşte bu dönemde birey uyguladığı diyeti, sahip olacağı sağlıklı yaşama vize olarak görmek yerine, bir “engel” bir “yük” olarak görmeye başlıyor. Diyet programı yapmayı istediği bir şey değil, yapmaya “mecbur” olduğu bir şey haline geliyor. Bu durum diyet yapan kişilerin karşılaştığı ilk büyük duygusal problem ve vazgeçme sebebidir. Bu dönemde sabırlı olmak ve sürekli tartılmamak gerekir.

Bunun normal ama geçici bir durum olduğu kabul edilebilirse
 bu duraksama dönemi daha çabuk atlatılabilir. Duraksama dönemi
kilo vermek isteyen herkesin başına gelir, hatta özellikle bayanlarda bazı hormonal değişiklikler sebebiyle kişi kilo almış gibi bile görünebilir. Eğer siz amacınızı ömür boyu dengeli beslenmek üzerine kurarsanız bu olağandışı dönemleri de kabul edip atlatabilirsiniz.

DİYETTE MÜKEMMELLİK ARZUSU SUÇLULUK DUYGUSUNU TETİKLEYEBİLİR
Ne yazık ki diyet yapan birçok kişi mükemmel olmaya çalışıyor, başarısızlıklarını tolere etmeyi imkânsız görüyor ve suçluluk duygusu altında eziliyor. Çok küçük bir sapma (mesela bir hafta sonu) bile onları eziyor. Esas zararı, bu minik sapma değil, suçlulukduygusu veriyor.
Alınacak ders şudur: Diyet yaparken mükemmel olmaya çalışılmamalıdır. Bu, sadece suçluluk duygusunu yükseltir ve başarısızlığa neden olur. Onun yerine, hataları kabul edip, hata yapıldığı zaman zihnin dağılmasına izin verilmemelidir. Başarısızlık değil, öğrenme deneyimi olarak kabul edilmelidir. En başarılı diyet uygulayan kişi bile, birçok hata yapar. İnsanların kötü günleri, kötü haftaları, hatta bütün bir ayları bile kötü olabilir. Bazen tamamen kontrolden çıkılabilir. Fakat, bunların hiçbiri sonunda başarılı olmayı engellemez. Eğer siz hatalardan öğrenme yolunu seçerseniz yaşadığınız deneyim
sizi başarıya götüren anahtar
bile olabilir. Deneyimlerimizin birçoğu başarılarımızdan
değil, hatalarımızdan, başarısızlıklarımızdan elde edilir. Hava her gün güneşli değildir, bazen soğuk bazen karlı bazen yağmurlu bazen sislidir ama mutlaka güneşli bir gün gelir. Böyle düşünmek kişinin suçluluk duygusunu azaltıp normale dönmesine yardım eder.
Akşam turşu yediğinizde ertesi gün şiş uyanıyorsanız bunu bir deneyim olarak görün hata olarak değil. Bir dahaki turşu yediğiniz gün daha fazla su için ve tuzun vücudunuzda su tutmasına engel
olun; aynı şeyi alkol aldığınız günün ertesinde de yaşarsınız. Bütün gün bir şey yemediğinizde akşam eve gelip yemeye başladığınız andan itibaren uyuyana kadar yemek yersiniz, buna engel olmak zordur. Yapılması gereken bu deneyimden sonuç çıkarıp kendinizi çok aç bırakmamaktır.