Hipnoterapi ve bilinçaltı diyeti

Dr. Ender Vardar'dan diyet yapmak isteyenlere öneriler...

Hipnoterapi ve bilinçaltı diyeti

Diyetisyene, doktora gidiyorsunuz... Size iyi öneriler, listeler veriliyor... Yapamıyorsanız, koltuktan kalkıp hareket edemiyorsanız, içinizde konuşan diğer ses sizi sabote ediyorsa, spor salonuna üye olup gidemeyenlerdenseniz, tok olduğunuz halde kontrolsüzce yemeye devam ediyorsanız beyninizin şefi olan bilinçaltını ikna edememişsiniz demektir.
Bilinçli aklın bilmesi yetmiyor, bilinçaltını da ikna edip ikisi birlikte kol kola girmeli. Birçok şeyi biliyor olabiliriz ama neden yapamıyoruz? Çünkü bilinçaltı bu konuda farklı düşünüyor, hani o içimizde konuşan öteki tarafımız var ya orası, Yunus ‘un ‘bir ben var benden içeri’ dediği bilinçaltı.

Bildiklerimizi neden yapamıyoruz?

Obezitenin en önemli nedenleri yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği gibi görülse de, bence asıl neden beynimizin bilinçaltı kısmının işleyişinde gizli. Kontrolsüz yemenin altında duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarımız yatıyor. Stres, gerginlik, endişe, suçluluk, kızgınlık gibi olumsuz duygular, aşırı yemeye neden olabiliyor. Yemekle bu olumsuz duyguları bastırmaya çalışıyor olabilirsiniz. Öte yandan yemek yeme keyifli bir şey ve bununla ilgili çocukluğumuzdan beri bilinçaltımızda olumlu anılar var. Örneğin doğum günleri, eğlenceli zamanlar birçoğumuz için pasta ve yemek demek. Bilinçaltı bu anları daha sık yaşatmak için size yedirtir.
Bir hastam aşırı çikolata yeme durumu ile ilgili çalışırken, babasının işten eve geç geldiği zamanlar çikolata getirdiğini ve ona sarılıp öptüğünü hatırladı. Çikolata ile baba sevgisini ve güvende olmayı ilişkilendirmişti ve kendini güvende hissetmediğinde canı çikolata çekiyordu.
Bazen zayıflamak için mide kelepçesi ameliyatı olmasına rağmen kilolu hastalarla çalışıyorum. Sorunun midede değil, beyinde, bilinçaltında olduğunu fark ettiklerinde daha kolay kilo veriyorlar. Bence metaforik olarak mideye değil, bilinçaltına kelepçe takmak. Bilinçaltı imgelem çalışmalarında bunu hayal ettiriyorum: Midesinin küçüldüğünü, içi hava dolu balonun ağzı açıldığında sönmesi gibi küçüldüğünü ve çok az yediğinde bile hemen doyduğunu... Aşırı yemenin, varsa hızlı yemenin anlamlarını bilinçaltında fark ettirince işim kolaylaşıyor.
Sürekli kilo verip alan bir danışanıma, kilo verdiği zamanlarda ne hissettiğini sorduğumda, ilk aklına gelen, onu büyüten ve çok seven anneannesinin şu söylediğiydi: “Bu çırpı gibi bacaklarla, kemikleri fırlamış yüzle seni kimse sevmez.’’ Kilo verdiğinde, anneannesinin söyledikleri bilinçdışı olarak istemsizce zihnine geliyor ve tekrar kilo alıyordu. Maalesef bilinçaltı akıl ne derse o oluyor.
Bilinçli akıl somut şeylerle ilgiliyken, bilinçaltı duygularla, inançlarla ilgilidir ve duygusal kayıtlar beynimizde daha büyük izler bırakır, daha kolay hatırlanır. Bilinçli aklın, ‘şişmanlık birçok hastalığın nedenidir’ dediğini ve bilinçaltı aklınızın ‘profiterolün lezzetini, çikolatasının aktığı o görüntüyü’ hatırlattığını düşünün. Hangisi daha etkili? Sonuç belli. Kararları her zaman bilinçaltı alır, bilinç buna katılır.

Peki ne yapmalıyız?
Sağlıklı beslenme alışkanlığını egzersizle desteklemek kilo vermeyi hızlandırır ama önemli olan sorunu temelde yani bilinçaltında çözmek. Bataklığı kurutmazsak, sivrisinekler bitmez. Terapi ancak bilinçaltını ikna ederek, inançlarını değiştirerek gerçekleşir. Dış şartları değiştirmek yerine içimizdeki inançları değiştirmek zorundayız.
Kendinize şu soruları sorun: En büyük streslerim, kızgınlıklarım, öfkelerim neler? Kime, neye öfkeliyim? Kendime öfkeli miyim? Beni ne kadar etkiliyorlar? Stresi yönetebiliyor muyum? Bunun için ne yapıyorum? Suçluluk duyduğum şeyler var mı? Kendimi değerli ve yeterli hissediyor muyum? Kendimi sürekli eleştiriyor muyum? Sahip olduklarıma şükrediyor muyum?
Şimdi kendinize 15 dakika ayırarak ‘Bilinçaltı Değişim Çalışması’ yapmanızı istiyorum. Önce değiştirmek istediğiniz inancı ve yerine koymak istediğiniz inancı belirleyin. Sonra başınızı hareket ettirmeden sadece gözlerinizle önce kaşlarınızın arasına gözlerinizi kırpmadan 10 saniye bakın, nefes verirken içinizden veya sesli ‘Rahat, daha rahat’ deyin. Sonra yine başınızı çevirmeden sadece gözlerinizle sol üst yöne doğru bakın. Böylece bilinçaltınızla iletişime geçmiş olursunuz. Olumlu düşünceyi, örneğin ‘Yavaş yavaş, azar azar yiyorum’ veya ‘İdeal kiloma iniyorum’ telkinlerini içinizden veya sesli bir kere söyleyin. Cümleniz bitince sağ elinizin işaret parmağı ile sol elinizin üstüne bir kere hafifçe vurun. Sol üst yöne olan bakışınızı bozmadan tekrar olumlamanızı söyleyin ve tekrar parmağınızla elinize vurun. Bu işlemi bu şekilde en az 40 kere tekrarlayın. Bu çalışma süresince gözünüz hep sol üst köşeye bakıyor olsun, gözünüz yorulursa kırpabilirsiniz, ama sol üste bakmaya devam edin. Bu çalışmayı bir gün bile atlamadan 21 gün boyunca yapın. Sonrasında her gün yalnızca bir kere sol üst köşeye bakarak parmağınızla elinize vurmanız ve bir kere olumlamanızı söylemeniz yeterli. Günde birden fazla olumsuz inançla çalışabilirsiniz. Ancak her biri ile 21 gün çalışmanız gerektiğini unutmayın.
Daha ileri çalışmalar yapmak isterseniz kendi kendinize hipnozu, Duygusal Özgürleşme Teknikleri (EFT)’ni, meditasyonu, olumlamaları, af seanslarını, nefes teknikleri gibi bilinçaltı tekniklerini öğrenebilir veya profesyonel yardım alabilirsiniz. Bu çalışmalarla kilolu olmanın, kontrolsüz yemenin zihinsel ve duygusal nedenlerini çözdüğünüzde daha kolay ve kalıcı kilo verdiğinizi göreceksiniz. Buna sağlıklı beslenme ve egzersiz yapma alışkanlıklarının hipnozla kazandırılması, iştahın azaltılması da eklenince aç kalmadan ideal kiloya inme ve orada kalma süreci keyifli hale gelecek ve başarı artacak.