Modern hayat şişmanlatıyor

Şişmanlığın nedenleri neler? Şişmanlık vücudu nasıl etkiliyor? Yanıtlar için "Dilara Koçak İle İyi Yaşam" kitabında yer alan araştırma özetlerine ve bilgilere göz atın.

Modern hayat şişmanlatıyor


ŞİŞMANLIK OLUŞMASINDA ETKİLİ NEDENLER
Yaş:
Şişmanlık genellikle orta yaş hastalığı olarak kabul edilir. Bununla birlikte, toplumun sosyoekonomik yapısına paralel olarak yaşamın her döneminde görülebilir.+ Genellikle vücudun şişmanlamaya meyilli olduğu 3 kritik dönem saptanmıştır. Gebeliğin son 3 ayı, doğumdan 2 yaşa kadar olan süre ve ergenlik çağı. Birçok araştırmada, bu dönemdeki aşırı beslenmenin kolaylıkla şişmanlığa yol açtığı ortaya konmuştur.
Cinsiyet: Genellikle şişmanlık her iki cins için de söz konusu olmakla birlikte, kadınlarda daha sık görülür. Hatalı beslenme sonucu ortaya çıkan bu ağırlık artışı, özellikle menopozda ve gebelikten sonraki dönemlerde etkisini göstermektedir.
Sosyoekonomik yapı: Şişmanlık genellikle gelişmiş ve zengin toplumlara özgü bir beslenme bozukluğudur. Ancak bazı durumlarda, karbonhidratlı besinler karın doyurucu ve ucuz olmaları nedeniyle, düşük sosyoekonomik yapıda gruplar tarafından daha fazla tüketilmekte ve bu gruplarda şişmanlığın nedenini oluşturmaktadır. Ayrıca bu gruplarda yiyeceklerin yağda kavrularak hazırlanması da şişmanlığı artırıcı bir etken olabilmektedir.
Genetik: Şişmanlık oluşmasında genetiğin etkisi günümüzde
hala tartışılmaktadır. Yapılan araştırmalarda, şişman ailelerin çocuklarının da şişman olduğu dikkat çekmiştir.
Hormonal etkenler: Tiroit hormonu yetersizliği veya menopoz ve gebelikteki hormonal değişiklikler de şişmanlık sebebi olabilir. Çocuklarda şişmanlık sebebi olarak, büyüme hormonu eksikliği tespit edilebilir.
Beslenme davranışı: Beslenme alışkanlıkları değişip disipline olmadıkça, kalıcı zayıflama mümkün olamaz. Şişman bireyler üzerinde yapılan incelemelerde hızlı yedikleri, büyük lokma aldıkları veya besinleri az çiğnedikleri görülmüştür. Bu durum besin alımını artırmaktadır. Ayrıca öğün atlama alışkanlığı olanların yine çoğunlukla şişman grupta olduğu belirlenmiştir. Oysa öğün atlayıp akşam öğününe kadar aç kalmak ve akşam çok fazla yemek, yapılabilecek en büyük yanlıştır. Bütün gün hiçbir şey yemeyen bireyler akşama doğru acıkır, bu çok doğaldır ve bu nedenle aşırı
bir yemek yeme isteği gece yatana kadar devam eder. Bu hem alınan besinlerin gece hareket olmayışı ile depolanmasını kolaylaştırır hem
de gece geç yendiği için sabah açlık oluşmaz. Kahvaltı isteğini de ortadan kaldıran bu durum, kısır bir döngü olarak kişinin yaşam tarzına yerleşir.
Fiziksel aktivite: Fiziksel egzersiz gerektiren sporları yapanlarda veya fazla fiziksel hareket gerektiren
bir meslekle uğraşanlar arasında şişmanlık çok ender görülür. Şişmanlığın oluşmasında, besin alımı kadar enerji harcaması da çok önemlidir.
Modern hayat şişmanlatıyor - Resim : 1

ŞİŞMANLIK VÜCUDU NASIL ETKİLER?
Şişmanlık, gelişmiş ülkelerde
ve ülkemizde, özellikle yetişkin nüfusta karşılaşılan önemli beslenme sorunlarındandır.
Birçok epidemiyolojik araştırma, şişmanlıkla kalp-damar hastalıkları arasında doğrudan ilişki olduğunu göstermiştir. Ancak şişmanlığın bu konuda tek başına etkili olmadığını savunan çalışmalar da vardır. Kanser hastalıkları da şişmanlarda yaygınlık göstermektedir. Çünkü kansere neden olan maddeler, yağla birlikte daha kolay alınmaktadır. Şişmanlarda; diz ve belde kireçlenmeler görülebilir, karın içi kasların gevşemesine
bağlı fıtıklar, bacaklarda varisler
ve düztabanlık olabilir. Fazla
kilolu kişilerin ekstremitelerinde osteoartrit ve gut görünme oranı yüksektir. Şeker hastalığına (diyabet) yakalanma riski de fazla kilolu kişilerde daha yüksektir. Özellikle karın kısmı şişman olanlarda, glikoz toleransında bozukluk saptanmıştır. Yapılan çalışmalara göre, şişmanlarda periferik dokularda glikoz kullanımına karşı bir direnç oluşmaktadır. Yeterli hatta bazen yüksek oranda insülin salınsa bile, vücut glikozu kullanamamaktadır.

Şişmanlık, genellikle hatalı ve aşırı beslenme sonucu vücutta fazla miktarda yağ toplanması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Günümüzde gelişmiş ülkelerin birçoğunda yaygın olarak görünen şişmanlık, ülkemizde de özellikle yetişkinler arasında sağlığı bozan en önemli ve yaygın beslenme bozukluğunu oluşturmaktadır.

FAZLA KİLOLARLA GELEN HASTALIKLAR
Şişmanlık, vücutta gerektiğinden fazla oranda yağ dokusu birikimidir. Yetişkin erkeğin normalde vücut ağırlığının yüzde 14’ü, yetişkin kadının ise vücut ağırlığının
yüzde 26’sı yağdır. Bu oranların üzerine çıkılması “şişmanlık”
olarak tanımlanmaktadır. Birikim sonucunda meydana gelen ağırlık artışı, organların daha fazla çalışmasına ve gereksiz bir ağırlığın taşınarak, bedenin yorulmasına neden olur. Bu da hastalıkların ortaya çıkışını kolaylaştırır. Şişmanlık sonucunda ortaya çıkabilecek sorunları şöyle sıralayabiliriz:
Hipertansiyon riski artar
Vücut ağırlığı ile kan basıncı arasında doğru orantılı bir ilişki bulunur. Kilo alımı ile tansiyon artar, kilo kaybı ile kan basıncı azalır. Yapılan araştırmalarda, hipertansiyonun (yüksek tansiyon) şişmanlar arasında yaygın olduğu gözlenmektedir. Yüksek tansiyona paralel olarak, kan basıncı kalbin çalışma yükünü fazlalaştırır ve bu yük sonucu kalp hastalıkları riski artar. Yine şişmanlarda, safra kesesi taşı oluşma riski vardır.
Cilt sorunları görülür
Cilt altında birikmiş fazla yağ dokuları, terleme ve çabuk kirlenme nedeniyle kıl diplerinin tıkanmasına ve deri enfeksiyonlarına neden olur.
Ortalama yaşam süresi kısalır
40 yaşındaki yetişkin bir erkek, ideal ağırlığının 10-15 kg üzerinde ise, yaşam süresinin yüzde 25 kadar azaldığı belirlenmiştir.
Kazalara yakalanma riski yükselir
Şişmanlarda refleksler zayıflar, hareketler yavaşlar. Bu durum kazalara davetiye çıkarabilir.
Şeker hastalığı riski artar
Yetişkin diyabet hastalarının yüzde 60’nın şişman olduğu bildirilmektedir. Yemekten
sonra kan glikoz düzeyi yükselir
ve bunun insülin tarafından hücrelere taşınması gerekir. Ancak şişmanlarda insülin kullanımına karşı direnç oluşabilmektedir. Vücut yeterli hatta bazen yüksek oranda insülin salınımında olsa bile glikoz kullanılamamaktadır.

İlkel çağlarda insanlar saatte beş kilometre hızla, günde en az sekiz saat yürürlermiş. Bugün ise arabadan inip, asansöre biner olduk. Doğal değil, yapay yiyeceklere yöneldik. Beslenme alışkanlıklarımız çok fazla değişim gösterdi. Anadolu’nun
tam buğday unundan yapılan köy ekmeği, masalarımızdaki içeceğimiz olan ayran, taze ve kuru yemişlerden yapılan komposto ve hoşaflar,
yerini yağ ve şeker içeriği yüksek ürünlere bıraktı. Hızla akan zamanı yakalamak için beslenme konusunda dahi süratli olmayı tercih ettik. Burada en önemli etken, tabii ki kadınların çalışma oranının artması ve teknolojiye daha bağımlı halde yaşamaya başlayışımız. İnsanlar artık, şeker ve doymuş yağ oranı yüksek, aşırı tuz içeren besinler dahil, yüksek kalorili besinler tüketiyor.
Günümüzde fazla kilo sorunu çocukluk döneminde başlıyor. Apartman dairelerinde büyüyen çocuklar, daha küçük yaşlardan itibaren hareketsiz bir yaşama teslim oluyor.
Gelecekte çocukların hastalıklardan dolayı anne- babalarından daha önce ölebilecekleri konuşuluyor. Bu şekilde baktığınızda, şişmanlık doğanın bizim yeni yaşam biçimimize verdiği bir tepki gibi görünüyor. Çaresi de bu yaşam biçiminin değişmesinde yatıyor.
Fazla kilolar ile mücadelede hareketsizliğin çok önemli olduğunu unutmayın! Hareketsiz yaşamdan uzaklaşın ve günlük yaşam aktivitenizi artırmaya çalışın.

Modern hayat şişmanlatıyor - Resim : 2

ŞİŞMANLIK TEDAVİSİ CİDDİ BİR EKİP ÇALIŞMASI GEREKTİRİR
Gıda sektöründeki gelişmeler, kentleşme, kadının iş hayatına atılması, iş yoğunluğu ve yalnız yaşama gibi etkenler, geleneksel beslenme alışkanlıklarında değişim meydana getirdi. Buna bağlı olarak ortaya çıkan sağlıkla ilgili ve estetik kaygılar, şişman kişileri uygun zayıflama yöntemi arayışı içine soktu. Ancak oluşan şişmanlıktan kurtulmak sanıldığı kadar kolay değildir. Zayıflama yönteminin yanlış seçilmesi ve uygulanması, hayatı tehdit edebilir.
Şişmanlığın ortaya çıktığı yaşın belirlenmesi, tedavinin başarısında önemlidir. Çocukluk veya ergenlik döneminde şişmanlayan ve hep şişman olanlarda, diyet uygulaması kilo kaybı sağlar. Ancak ulaşılan vücut ağırlığının korunması zordur. Yetişkinlikte şişmanlamış kişilerin vücut ağırlığı istenen düzeye getirildikten sonra, bu kilonun korunması daha kolaydır. Şişmanlık tedavisinin temel amacı, bireyi olması gereken vücut ağırlığına getirmek ve bu düzeyi korumaktır. Bunun için:
1. Hekim muayenesi ve sağlık kontrolü ile şişmanlığın oluşumundaki nedenler ve eşlik eden problemler saptanır
2. Bireyin sağlık durumu, beslenme alışkanlıkları, yaş cinsiyet fiziksel aktivite gibi kişisel özellikleri beslenme ve diyet uzmanı tarafından değerlendirilir
3. Beslenme uzmanı danışanı ile birlikte beslenmedeki değişmesi gereken noktaları ve vücut ağırlığı hedefini belirler
4. Davranış değişikliği yaratmada psikolog desteği de mutlaka tedavinin bir parçası olmalıdır
5. Fiziksel aktivite bireyin yaşam özelliklerine göre düşünülür ve planlanır

6. Düzenli aralıklarla diyet, davranış değişikliği uygulamaları ve vücut bileşimi kontrol edilir
7. İstenilen hedefe gelindikten sonra koruma dönemi programlarıyla bireyi takibe devam edilir.
Geçmişle ilgili bilgiler, program sonundaki hedefi belirlemede çok etkilidir. Birey değerlendirilirken

• Son 5 yıldaki en düşük ve en yüksek ağırlık

• Daha önce uygulanan diyetler • Aile öyküsü mutlaka gözden geçirilmelidir.