Vücudunuza ihtiyacı olanı verin!

Çikolata, pasta, cips, kola… Bazılarımız için mutluluğun kapıları bu yiyecekler sayesinde açılıyor. Sonrasıysa pişmanlık!

Vücudunuza ihtiyacı olanı verin!

Elinizi cips kavanozundan çıkaramıyor musunuz?
Ketçaplı, acılı, peynirli, soğanlı, zeytinyağlı… Hiç fark etmez. Yeter ki cips olsun diyenlerdenseniz hayatınızın büyük kısmını stres altında geçiriyor olabilirsiniz. Nereden mi anladık? Böbrek üstü bezleri, stresli olduğumuz zamanlarda bizi, karşılaşacağımız herhangi kötü bir duruma hazırlamak adına hep tetikte bekler. Bu durum uzun sürdüğündeyse, vücudun tuz seviyesini düzenleyen böbrek üstü bezleri yorulur. Sonuç ise kendimizi cips paketi içinde bulmamıza neden olur. Dyt. Dr. Ayşe Ünlü böbrek üstü bezlerinin yorulmasıyla elektrolit dengelerimizdeki oynamanın sonucu olarak yediğimiz cipsin, geçici ve sağlıksız bir çözüm olduğunu söylüyor. Özellikle tuz eksikliğinde cips yemekle boş kalori aldığımızı ve diğer sağlıklı besinleri tercih etmiş olsak vitamin ve minerallerden de yararlanabileceğimizi vurguluyor. Tuzlu bir ayranın, cipsten çok daha yararlı olduğunu söyleyen Ünlü, aynı zamanda bunun elektrolit seviyelerini çok daha kolay dengelediğini de sözlerine ekliyor.

Yine evdeki bütün  çikolatayı yediniz!
Çikolata, asla geri çevrilemeyen, kadınların zayıf noktalarından biri. Regl sancılarına iyi gelir, sakinleştirir, mutlu eder, canlılık ve zindelik hissi verir, enerjinizi yükseltir. Yorgun ve mutsuz zamanlarda çikolataya sarılmanın da nedeni budur. Ama onun sadece iyi tarafından yararlanmak sizin elinizde. Doğal antidepresan olarak bilinen çikolatanın ham maddesi olan kakao çekirdeği, magnezyum minerali açısından zengindir. İşte bu yüzden sürekli o meşhur krizlere giriyor olabilirsiniz. Vücudunuzdaki magnezyum ihtiyacını giderirken dikkat etmeniz gereken şey doğru çikolatayı seçmek! “Özellikle regl dönemlerinde kadınların aşırı tatlı ve çikolata isteğinin bir sebebi de magnezyum eksikliği” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran çikolatanın cinsinin daha çok bittere yakın olması gerektiğini önemle vurguluyor. Eğer çikolatanın magnezyum minerali içeriğinden faydalanmak istiyorsanız, yüzde 70 ve üzerinde kakao içerenleri tercih etmelisiniz. Aksi halde çikolata yiyerek sadece ruhunuzu doyurup, damak tadınızı tatmin etmiş olursunuz. Bu belki kısa süreli mutluluk verir. Ama aynı zamanda kilo demektir.
Yolda yürürken, arabada veya otobüsteyken, sakin sessiz kitap okurken, müzik dinlerken… Aslında hiç aç olmamanıza rağmen birden beyninizin hangi karanlık köşesinden çıktığını anlamlandıramadığınız o tek bir yiyeceğe olan dayanılmaz istek... ‘Sadece bir dilim çikolatalı kek olsa keşke’ diye içinizi kemiren o ses… Bir parça çikolata veya o en son çocukluğunuzda yediğiniz solucan jelibonlar… Aklınızı başka bir şekilde meşgul etmeye çalışsanız bile, neon ışıklarla zihninizde beliren kocaman ‘cips’ tabelası… İnatçı çocuklar gibi asla ve asla istediğini almadan gitmeyecek düşünce iyice bedeninizi sardığında daha yemeden pişman olan tarafınızı susturur, sonunda teslim olur ve ölümcül hamleyi yaparsınız! Tüm bunlar olurken kendinizi bir şekilde ‘obur’ ya da ‘iradesiz’ olarak suçlayabilirsiniz. Evet, belki de öylesiniz! Ama aslında bilmeniz gereken vücudunuzun başka şeylere ihtiyacı olabileceği. Bu istekler çığlığa dönmeden önce harekete geçmek isterseniz bilmeniz gereken birkaç önemli nokta var…

Şekerler hep çok güzel görünür!

Bazen yeme isteğinizi hiç durduramıyor musunuz? ‘Yedikçe yiyesim geliyor’culardan mısınız? Kendinizi bir anda mutfağın derinliklerinde tatlı kavanozu ararken mi buluyorsunuz? Ve asla kendinizi durduramıyor musunuz? Yedikçe daha fazla yeme isteğinin sebeplerinden birinin basit şeker tüketimi olduğunu belirten Bayındır Hastanesi’nden Dyt. Dr. Ayşe Ünlü, bu tarz tatlı krizlerinde kompleks şekerlerin alınmasının daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Basit şekerlerin insülin seviyesinde hızlı iniş ve çıkışa sebep olduğunu belirten Dyt. Dr. Ünlü: “Basit şekerler o anlık isteğinizi bastırabilir, ancak insülin seviyesi bu şekerlerle hızlıca çıktığı gibi aynı şekilde düşer. Bu durum sizin daha çabuk acıkmanıza, dolayısıyla daha fazla yemenize neden olur” diyor. Basit şekerler yerine kompleks şekerlerden alacağınız besin değerlerinin hem daha sağlıklı olacağını hem de daha uzun süre tok tutacağını unutmayın. Peki bu durumda ne yapacaksınız? Cam gibi parlayan rengarenk şekerlerden, birbirinden sevimli jelibonlardan, ilk aşkınız lolipoplardan nasıl uzak duracaksınız? Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, bu gibi durumlarda mutlaka bir uzman ile görüşüp, destek almamız gerektiğini söylüyor. Ve çözüm olabilecek önerilerini şu şekilde sıralıyor: “Öncelikle insülin metabolizmasının uyarımını düzenlemeli, yani hayatınızdan beyaz ekmek ve beyaz un ile yapılmış gıdaları uzaklaştırmalısınız. Beyaz un ile yapılmış hazır pastane ürünlerinden uzak durmak; kek-kurabiye gibi yiyeceklerin yasaklanması anlamına gelmez. Tam buğday unuyla evinizde yapacağınız kuru meyveli bir keki rahatlıkla ikindi ara öğününde tüketebilirsiniz. Pirinç pilavı yerine kabuklu pirinç kullanabilir, çorbalarınızdan ve dolmalarınızdan pirinci çıkartıp, bulgur ekleyebilirsiniz. Tatlı krizleri sırasındaysa bir kase yoğurt içine bir tatlı kaşığı silme toz tarçın ekleyin, üzerineyse en çok korkulan meyvelerden biri olan muzu ve kuru kayısı doğrayıp yiyebilirsiniz. Bu sayede nefis ve sağlıklı bir tatlıyla, kan şekerinizi dengeleyebilirsiniz.”