Hayatın 'delete' tuşuna bas!

Beğenmediğiniz yönlerinizi silmeyi hiç düşlediniz mi? Keşke bunun bir yöntemi olsa diye düşünenlerdenseniz ‘Serbest Bırakma’ tekniğini deneyebilirsiniz. Bazen bir seansla sorunlara veda edebilir, bazen birkaç seans sonrasında hayatınızdaki tüm olumsuzluklardan kurtulabilirsiniz.

Hayatın 'delete' tuşuna bas!

Yazı: Nilgün Yıldız

Herkes farklı bir sorunu olduğundan şikayet ediyor, ama aslında sorunlar düşündüğümüz kadar da karışık değil. Genelde hayatta unutmak ya da başarmak istediğimiz üç şey var; aşk, kariyer ve para! Bu üç başlık genelde hayattaki en büyük isteğiniz ya da en çok kurtulmak istediğiniz şeydir. Yani bunlar; ‘ya hep, ya hiç!’tir. İlişkide, kariyerde ve parada aşk ve nefret arasında incecik bir çizgi vardır. Ve nefret tarafına geçtiyseniz konu ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutmak istersiniz. Eğer, ‘aşkta neden bu kadar mutsuzum, neden kariyerimde yükselemiyorum ya da neden param yok?’ diye hayıflanmaya devam ediyorsanız ‘Serbest Bırakma’ zamanınız geldi demektir. Neden mi bahsediyorum? Aslına bakarsanız geçen aya kadar benim de haberim olmayan bir teknikten yani Regresyon’dan bahsediyorum. 

Dönüşümsel Yaşam Koçu Zekiye Olgaçay, Regresyon’u şöyle açıklıyor; “Regresyon olarak bilinen Serbest Bırakma, bir tür meditasyonla kişinin bilinçaltına inip, oradaki birtakım olumsuz duyguları ve enerjileri serbest bırakma anlamına geliyor.”


Acaba serbest bırakmalı mı?  
‘Serbest Bırakma’ya ne zaman ihtiyaç duyduğumuzu merak ediyorsanız şunu söyleyebiliriz; eğer hayatınızda bir şeyler yolunda gitmiyorsa ve özellikle belirli bir konuda aynı şeylerin tekrarlandığını hissediyorsanız o zaman olumsuz bir kaygınız var demektir. Örneğin ilişkilerinizde hep aynı hüsranı yaşıyor ve terk ediliyorsunuzdur ya da iş yerinde patronunuzla bir türlü aynı frekansı yakalayamıyor ve sizden başka herkes terfi alırken siz yerinizde sayıyorsunuzdur. Aslında genelde yaşanan da bu değil mi? ‘Tarih tekerrürden ibaret’ deyip ilişkilerimizi ya da iş yaşamımızı sorgulamadan olayları tekrar tekrar yaşamaya devam ediyoruz. Oysa ruhumuzda açılan yaraları sarmak sandığınız kadar kolay olmuyor. Bu tekrarlar bir yerde toplanınca sorunları halının altına doğru süpürüp, ‘delete’ tuşuna basmak gerekiyor. 

Tek bir seans yetebiliyor!
Genelde her şeyin en kısasını ve en kolayını isteriz. Örneğin kilo vermek istiyorsak üç günde beş kilo vermek, dertlerden kurtulmak istiyorsak bir anlatışta unutmak isteriz. Bu yöntemin iyi yanı bazen özellikle de basit konularda tek seansın bile yeterli olması. Örneğin kedi ya da köpek korkusu bir seansta çözüme ulaşabiliyor. Fakat ciddi konuların köküne inmek ve o kökü çekip çıkartmak biraz daha zor olabiliyor. Bu durumda da birkaç seans yapmak gerekiyor. 

Neleri serbest bırakabiliriz?
Sonuçları değişmeyen sorunları.
Aynı davranış biçimlerini. 
Kedi, köpek ve uçak korkusu gibi fobileri.
Geçmişte affetmemiz gereken fakat bir türlü affedemediğimiz sorunları serbest bırakabiliriz.

Denedik
Zekiye Olgaçay ile yaptığım röportajdan sonra kendisi ‘Serbest Bırakma’yı daha iyi anlayabilmem için bana bir seans uyguladı. Aslına bakarsanız daha önce bu tür yöntemleri denemiştim fakat çok çabuk trans haline geçememiştim. İlk olarak çalışmak istediğimiz konuyu belirledik. Zekiye Olgaçay seansa başlamadan önce bana bazı açıklamalarda bulundu. Bunlar, “Bazen senden bazı cümleleri tekrar etmeni isteyeceğim”, “Bir anda vücudunun belirli bölgelerinde bir ağrı hissedebilirsin, sakın korkma”, “Ellerini dizlerinin üzerine koy ve gözlerini kapa” gibi cümlelerdi. Sonrasında ise seans başladı. Önce gözlerimi kapadım ve Zekiye Olgaçay’ın rehberliğinde onun dediklerini yapmaya başladım. Çalıştığımız konu ile ilgili olarak düşünmeme yardım etmeye başladı. Bu sırada gözlerim kapalıydı ve tek bir soruna odaklandım. Sayıklar şekilde konuşuyordum. Gerçekten trans haline geçmiştim, bana söylediği her şeyi duyuyor ve söylememi istediği şeyleri söylüyordum. Bu arada sorduğu sorulara bazen saçma cevaplar verebiliyorsunuz, bir anda gülerken bir anda ağlayabiliyorsunuz. Fakat bunlar normal süreçlermiş. Ben de bunları yaşadım. Bu arada neden ağrın olabilir dediğini de anladım. Örneğin bir konudan bahsederken omuzlarımda o kadar yoğun bir ağrı hissettim ki seans sonunda bunun omuzlarıma aldığım yükten kaynaklandığını anladım. 
Yaklaşık bir saate yakın süren seansta sorunun kaynağına inebildik. Sonrasında ise yapmamız gerekeni yaparak ve “sorunumu serbest bırakıyorum” cümlesini birkaç defa tekrarlayarak seansı bitirdik. 

Sonrasında ne hissettim?
Aslına bakarsanız biraz tuhaf bir duyguydu. Gerçekten aynaya baktığımda yüzümün parladığını hissediyordum. O gün çok yoğun şeyler yapmamaya çalıştım 
ve hemen eve giderek dinlendim. Fakat hafiflemiş ve huzurlu hissettiğimi söyleyebilirim. Gelecek yaşamımda etkili olur ya da olmaz bilemem ama bence deneyimlenmesi gereken bir tecrübeydi.