Rutinin dayanılmaz hafifliği

Zaman yetmiyorsa, ne yapacağınız hep muallaktaysa, hiçbir yere yetişemiyorsanız, izleyeceklerinizi izleyemiyor gideceğiniz yerlere gidemiyorsanız, kafanızda hep bir yapılacaklar listesi uçuşuyorsa, belki de artık işleri otopilota alıp hayatı keyifli geçirmenin formülünü bulmalısınız. Rutinin gücünü keşfedin!

Rutinin dayanılmaz hafifliği

Yazı: Büşra Altay

Alarm çalmaya başladı, erteleyip 15 dakika daha uyusak mı? Bugün ne giysek? Kot-tişört mü yoksa yeni aldığımız elbiseyi mi? Kahvaltıyı evde mi yapsak yol üzerinden bir şeyler mi alsak? Peki spora ne zaman gitsek? Tatile nereye gitsek? Seçimler, seçimler, seçimler...Boşuna dememişler hayat seçimlerden ibarettir diye. Fakat bu kadar seçim yapmak gerçekten gerekli mi? Araştırmalar gösteriyor ki beynin en çok enerji harcadığı aktivitelerden biri seçim yapmak. Sürekli olarak vermek zorunda olduğumuz küçük kararlar, büyük kararlar vermemiz gereken konularda bizi engelleyebiliyor.

Tasarrufa geçmenin tam zamanı!
Bizi oldukça zorlayan bu seçimlerden tamamen kurtulmak mümkün değil fakat günlük, zaman alan bu seçimleri azaltmanın bir yolu var; rutinler. Düşünün, yatmadan önce her gece dişlerimizi fırçalıyoruz ve fırçalasam mı, ne zaman fırçalasam diye düşünmüyoruz. Çünkü artık o davranış rutinimiz haline gelmiş. Aynı şekilde günümüzün belli kısımlarını rutinleştirirsek boşuna enerji harcamadan hayat kalitemizi artırabiliyoruz. Sabah kalkacağımız saatin belli olduğu, ne zaman spora gideceğimizi bildiğimiz, her akşam aksatmadan cilt bakımımızı yaptığımız rutinler ve ritüellerle dolu bir hayattan bahsediyoruz. Rutin bir hayat denince çok kısıtlayıcı ve sıkıcı olacağı izlenimine kapılıyor olabilirsiniz. Aslında tam aksine, rutinler aslında bizi özgürleştiriyor! Günümüzün bir kısmını rutine aldığımızda geri kalan kısmını çok daha üretken ve yaratıcı geçirebiliyoruz. Yani rutinlerin hayatlarımızı ele geçireceği korkusu çok da doğru sayılmaz. Alışkanlıkların Gücü adlı kitabın yazarı Charles Duhigg, başarının anahtarının doğru rutinler yaratmak olduğunu söylüyor. Bir alışkanlık oluştuğunda, beyin karar verme aşamasına katılmayı bırakıyor. Yoğun çalışmayan beyin, enerjisini başka işlere yönlendirebiliyor. Böylece de veriminiz hiç çaba harcamadan artıyor.

Rutinlerin gücünü fark edin
Psikolog Gizem Mine Çölümlü, günlük hayattaki çoğu davranışımızın benimsenmiş ve otomatikleşmiş olduğunu söylüyor. Örneğin, hemen hepimiz uyanır uyanmaz başlayan, gün içerisinde ofiste geçirdiğimiz zamanlarda ve gece yatıp uykuya dalana kadar aynı hareketlerle aynı şeyleri tekrarlarız. Böylece hiç düşünmeden, kısa yolları ve önceden oluşturduğumuz kalıpları kullanarak hızlıca harekete geçeriz. Psikolog Mine Çölümlü, bu rutinlerin bize güven verip rahatlık sağlarken aynı zamanda da hayatımızın her aşamasında bize fiziksel, sosyal ve duygusal olarak anlam kattığını vurguluyor. Aristoteles; “Sürekli yaptığımız şey ne ise biz oyuz, o zaman mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır” demiş. Rutinlerin hayatımızdaki etkisi sandığınızdan daha fazla; bu nedenle hayat kalitenizi artırmak istiyorsanız işe önce rutinlerinizi oluşturmakla başlayın.

İradenin bittiği yerde rutine başvurun
Yılbaşında alıp uygulamadığımız kararlar, pazartesi başlayıp salı bıraktığımız diyetler, yazılıp da gitmediğimiz spor salonu, bekleyen ev işleri, biriken mailler derken yarım bıraktığımız, sürekli ertelediğimiz işlerin altında eziliyoruz. Niye karar verdiğimiz şeyleri yapmak bu kadar zor geliyor? Çünkü çok güvendiğimiz irade ve motivasyon düzenli devam eden sonsuz kaynaklar değiller. Çok tanıdık bir senaryo; diyete başladınız, sabah size ikram edilen tatlıyı reddettiniz, işlerinizi halletmek için arkadaşlarınızla dışarı çıkmadınız ve günün sonunda buzdolabınızdan size göze kırpan çikolatayı reddetmek çok zor oldu. Evet, irade kullanıldıkça tükenen bir kaynak. Bu yüzden yaptığımız planlar, plan olmaktan öteye geçemez. O zaman nasıl irademizi zorlamadan yapmamız gerekenleri yapacağız? Bunun yanıtı rutinler ve ritüellerde saklı. Rutin olarak yaptığımız şey, bir süre sonra alışkanlığa dönüşür. İyi olsun kötü olsun tüm alışkanlıklarımızı otomatik olarak motivasyona gerek duymadan yaparız.

Alışkanlıklarınızı gözden geçirin
Eğer bir alışkanlık kazanmak ya da alışkanlığınızı değiştirmek istiyorsanız önce alışkanlığın yapısına bakmanız gerekiyor. Charles Duhigg, alışkanlıkların üç elementten oluştuğunu söylüyor. İlki yaptığımız hareketi tetikleyen bir ipucu, başlangıç noktası, ikincisi ise rutin yani alışkanlığın kendisi. Rutinler, yaptığımız şeyin otomatik olarak, düşünmeden yapılmasını sağlayan anahtar noktalar. Son olarak da aldığımız sonuç yani ödül. Bir alışkanlığı değiştirmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz ama asla imkansız değil. Öncelikle sizi alışkanlığınıza iten ipucunun ne olduğunu dikkatli bir şekilde incelemeniz gerek. Sonrasında ise davranışınızın sonunda aldığınız ödülün ne olduğunu bulun. Örneğin tatlı yeme alışkanlığınızı bırakmak istiyorsunuz. Her gün belli saatlerde tatlı istediğinizi fark ettiniz. Demek ki bu saatler sizin için başlangıç noktası. Şimdi ödülünüzü bulmanız gerekiyor, açlığınızı bastırmak için mi, enerjinizi artırmak mı için mi yoksa dışarı çıkıp sosyalleşme aracı olarak gördüğünüz için mi tatlı yiyorsunuz? Her bir sonuç için rutininizi farklı değiştirmeniz gerekecek. Hangisinin sizin için geçerli olduğunu deneyerek bulabilirsiniz. Doğru ipucu ve ödülü bulup rutininizde küçük değişikler yaparak herhangi bir alışkanlığınızı değiştirebilirsiniz.

Toksik rutinlerden kaçının
Psikolog Sena Sivri, günlük rutinlerimizin çoğunun işlevsel olduğunu vurgularken hayatımızı tek düze getiren rutinlerden kaçınmamız gerektiğini söylüyor. Örneğin sabah kalkıp işe hazırlanma rutinimiz bize en vakit kazandıracak şekildedir ama hafta sonlarımızın da rutine bağlanması pek çoğumuzu uzun vadede sıkabilir. Yani rutinlerimiz kişisel ihtiyaçlarımız sonucu oluşur ve ‘olması gereken’ rutin herkes için değişir. Psikolog Sivri, rutinlerimizi belli aralıklarla gözden geçirmemizi öneriyor. Rutinler belli bir süreden sonra görev haline gelebiliyor. Eğer rutininizde ‘öff, bunu yapmam lazım’ hissine kapıldığınız bir şey varsa yapmadan önce biraz düşünün ve sadece rutininizde diye yapacaksanız onu listeden atın. Unutmayın rutinler bir iş listesi haline gelmemeli!

Ufak kaçamaklar yapmanın tadını çıkarın
“Rutinleri hayatlarımızı kolaylaştıran kısa yollar olarak görebiliriz ama her şeyimizi de rutine bağlamamalıyız” diyor Psikolog Sivri. Sabah kahvenizi başka bir yerden alın; farklı, tarzınız dışında müzikler dinlemeyi deneyin, rutininizde olmayan sosyal etkinlikler planlayın, yeni hobiler edinin. Ufak tefek değişikliklerden korkmayın. Rutinlerinizi oluşturduktan sonra ara sıra rutinlerinizi bozmanın, yeni şeyler keşfetmenin keyfine varın.

Serotonin niyetine rutinler
Herkesin rutini kişiseldir ve ihtiyaçlarına göre şekillenir. Kimileri sabahları daha enerjik ve üretken olurken kimileri geceleri daha verimli ve yaratıcı olduğuna inanıyor. Günün hangi diliminde kendinizi daha iyi hissediyorsanız, o zamanı daha iyi değerlendirmelisiniz.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 1

Erkenci kuşlar için
1. Ailenizden önce uyanın ve kendinize zaman ayırın. Pek çok kadın, başarılarının sırrının bu olduğunu söylüyor. Böylece suçluluk hissetmeden kendinizle baş başa kalıp huzurlu bir güne başlayabilirsiniz.

2. Uyanır uyanmaz yapacağınız 5 dakikalık esneme hareketleri sizi hem daha esnek hem de daha güçlü yapacak.

3. Komodininizde küçük bir ajanda bulundurarak gün içinde yapacağınız şeyleri yazın. Sabahları motivasyonumuzun en yüksek olduğu zaman dilimidir. Bu da gününüzü planlamak için sabah saatlerini en mükemmel zaman yapar.

4. Kahvaltıyı ihmal etmeyin. Kahvaltının kesinlikle mutlulukla bir ilgisi var. Kendinize hazırladığınız sağlıklı ve güçlü bir kahvaltı güne başlamak için en güzel yol.

5. Sabah sporu yapın. Günün karmaşası içinde en kolay gözden çıkarılan spor, sabah yapıldığında kafanızı meşgul etmeyi bırakacak ve ilerleyen saatler için rahatça plan yapmanızı sağlayacak.

6. Maillerinizi ve mesajlarınızı kontrol edin. Çoğumuz daha yataktan kalkmadan sosyal medyaya dalıp başkalarının biz uyurken neler yaptıklarına bakıyoruz ama kendimize gelen mailleri kontrol etmeyi erteleyip duruyoruz. Sabah hallettiğiniz bu ufak iş, sizi tüm gün bakmadığınız maillerin verdiği vicdan azabından kurtaracak.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 2

Gece baykuşları için
1. Sadece kendiniz için olsa bile yemek hazırlayın. Bu hem size bedeniniz üzerinde kontrol hissi verirken hem de kendinizi önemsediğinizi gösterir.

2. Yoğun bir gün geçirdiyseniz yapacağınız uzun bir duş kendinizi iyi hissettirecek. Banyo tuzları ve aromatik yağlar kullanarak günün yorgunluğunu atıp kendinizi uykuya hazırlayabilirsiniz.

3. Meditasyon yapın. Sizi yoran düşüncelerden arınmanıza ve sonraki güne huzurlu bir şekilde başlamanıza neden olur.

4. Uyumadan iki saat önce teknoloji detoksu yapın. Özellikle telefonlardaki mavi ışıktan uzak durmak uykuya dalmayı kolaylaştırırken uyku kalitesini de artırıyor.

5. Cilt bakımı için zaman ayırın. Tüm gün makyajdan ve tozdan tıkanan gözenekleri açıp cilde gereken özeni vermek için gece çok iyi bir zaman. Uyumadan önce yapılan detaylı bir cilt bakımı, uyku sırasında cildin yenilenmesini sağlıyor. Bir rutin haline geldiğinde, makyajınızı temizlemek hiç de zor olmayacak!

6. Son zamanlarda oldukça popülerleşen ‘şükür günlüğü’ tutmaya başlayın. O gün için mutlu olduğunuz ve minnet duyduğunuz beş şeyi yazın, bu sahip olduğunuz şeyleri fark etmenizi ve motive olmanızı sağlayacak.

Onların rutinleri

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 3
Oprah Winfrey güne meditasyonla başlıyor ve koşuyla devam ediyor. Sonrasında ise kahvaltı hazırlayarak ve müzik dinleyerek kendini dinlendiriyor. Oprah bu rutinin üretkenliğini artırdığından oldukça emin.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 4
Khloe Kardashian da sabah rutinine bağlı kalanlardan. Kalkınca yüzünü yıkayıp direkt güneş koruyucusunu sürüyor. Üç dakikalık hızlı bir hazırlığın sonunda yeşil çay, muz ve yer fıstığı ezmesinden oluşan kahvaltısını edip spora başlıyor.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 5
Yazar Haruki Murakami’nin günlük rutini oldukça katı. Her gün sabah 4’te kalkan Murakami 10’a kadar çalışıyor. 12’de yüzmeye ya da koşuya gidiyor, akşam da 9’da yatıyor. Uygulanması çok zor görünen bu rutinin, Murakami’nin yaratıcılığını tetiklediğine hiç şüphemiz yok.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 6
Tan Sağtürk her sabah eşiyle beraber mükellef bir kahvaltı hazırlıyor. Tatilde bile olsa yapılacaklar listesi hazırlıyor ve ayrıntılı bir şekilde gününü planlıyor. Sonrasında stüdyoya geçiyor. Sabahları ailesiyle geçirdiği bu zamanın çok değerli olduğuna inanıyor.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 7
Burcu Kara, uyanır uyanmaz yüzüne güneş korumalı bir nemlendirici sürüyor. Sonra havuzda 10 dakika hızlıca yüzüyor, böylece kendini daha zinde hissediyor. Havuzdan çıktıktan sonra da kendine sade bir kahve yapıp, hurmayla kahvesini içip gazete okuyor. Kendine ayırdığı bu keyifli dakikalardan sonra gününün daha motive geçtiğini söylüyor.

Rutinin dayanılmaz hafifliği - Resim : 8
Ece Seçkin sabah ilk iş olarak kahvesini içiyor ve gündemdeki haberleri okuyor. Sonrasında ise müzik eşliğinde spor yapıp enerjisini yükseltiyor. Ece Seçkin de kahvaltısız olmaz diyenlerden, kahvaltısını yaptıktan sonra işleriyle ilgilenmeye başlıyor.