Bugünün ve geleceğin tasarımcısı

Doğaya saygılı kumaşları, müthiş kalıpları, özgün ve cool tavrıyla onun tasarımları her zaman şık olmak isteyenler için biçilmiş kaftan! Burçe Bekrek’in zamansız tasarımları hem bugünün hem de geleceğin yıldızı olacağının en büyük kanıtı.

Bugünün ve geleceğin tasarımcısı

Röportaj: Sinem Gürleyük

Kumaşların, modanın içine doğan bir kadın Burçe Bekrek. Tekstilci bir ailenin çocuğu olarak büyümüş. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nde eğitim görmüş. Ardından dünyanın en saygın moda okullarından biri olan Istituto Marangoni’de moda editörlüğü bölümünü dereceyle tamamlamış. Bugün hem kendi adını taşıyan markasıyla moda dünyasını etkiliyor hem de üniversitede öğrencilere moda editörlüğü dersi vererek gelecek moda dünyasının zeminini hazırlıyor! İstanbul Fashion Incube’le de yoluna devam eden Bekrek, markasını büyütmeye devam ediyor. Bilsar ile yaptığı ‘Bil’s Burçe Bekrek’ beyaz gömlek koleksiyonu da Bilstore’larda satışta. Ayrıca eylül ayı itibarıyla tasarımcının kendi internet sitesi üzerinden online satışı da başlayacak. Burçe Bekrek’in keyif ve baştan çıkaran tasarımlarla dolu dünyasını daha yakından tanımak için Nişantaşı’ndaki showroom’una mutlaka uğrayın deriz.

Tasarıma hayat verirken…
Benim, hatta bizim için zamansız olması, kaliteli işçilikle kusursuz kalıpların çıkarılması, malzemede ve uçan tasarımlarda da akıllı çözümler sunan bir marka olması en önemlileri.

Sonbahara hazırlık var!
Napa montlar dönüyor. Annenizin, babanızın eskiden giydiği Napa montlarını bu sezon ortaya çıkarma vakti. Minimal color block desenler, uzun salaş triko elbise ve hırkalar, eklektik ve grafiksel baskılar ve 60’lar, önümüzdeki sonbahar-kış sezonunda en çok göreceklerimiz.

Kadınlar lokal tasarımcılara yöneldi
Türk moda sektörü her geçen gün biraz daha hızlı adımlarla ilerliyor. Öncelikle Mercedes Benz Fashion Week’in IMG bünyesinden yapılması çok iyi oldu. Her sezon organizasyon biraz daha gelişiyor. Türk tüketiciye gelince... Kendi mağazamda alışveriş yapan profil üzerinden anlatacağım; artık kadınlar baştan ayağa yabancı markalardan giyinmek yerine farklı lokal tasarımcılara yöneldi. Hatta benim pek çok müşterim yurt dışına giderken özellikle Türk tasarımcıların ürünleriyle bavul hazırlıyor ve orada çok dikkat çektiklerini belirtiyor. 1-2 sezondur artan marka tasarımcı iş birlikleri tasarım ve tasarımcılara verilen değerin güzel bir göstergesi. Uluslararası arenada bizi temsil eden markalarımız var artık. ITKIB ve Ekonomi Bakanlığı’nın bu bağlamda teşvikleri çok iyi.
Ben bir kaç yıl içinde yurt dışında daha fazla isimle faaliyete devam edeceğimize inanıyorum. Türkiye’den dünya çapında marka hala çıkamadı diyenlere de ‘Arzu Kaprol’ demek istiyorum! Bence iyi gidiyoruz.

Stil mi moda mı?
Moda. Zira moda olmasa, bir şeyler yaratılmasa, trendler doğmasa, tasarımcılar üretmese o doğuştan gelen stilinizi ve tavrınızı bütünleyecek veriyi nasıl oluşturacaksınız? Evet, ikisi de birbirinin içine girmiş durumda artık ama stil doğuştan gelir, moda onu yaşam biçiminizi sürdürürken tamamlayan şeydir.

‘Şık olmak cool olmaktır’
Standart şıklık dediğimiz şey doğuştan gelen bir tavır. Bazen sadece bir jean ve tişört ile şık duran bir kadın görmez misiniz? Asalet ve sofistike bir duruş sizi şıklaştırır. Kadının kadın gibi olması, dişi görünmesi ve naif hali giydiklerinden çok takındığı tutum ile alakalı. Şık olmak cool olmaktır benim için. Ne giydiğiniz değil nasıl taşıdığınızdır asıl olan.

Keşke hiç olmasalar!
Topuklu spor ayakkabılar, Ugg botlar ve neopren kumaşları moda dünyasından silip atmak istiyorum. Üçü de kadını kötü gösteriyor.

Trend kurbanı olmayın
Kadınlar en çok kendileri olmayı unuttukları anda stil hatası yapıyor. Trend kurbanı olup, aslında stilinize, tarzınıza uymayan bir şeyi giymeye çalışıyorsanız havada asılı kalırsınız. Özenti olmayın, herkes ayrı bir birey, içinde mutlu hissetmediğiniz şey sizin yüzünüze yansır. İstediğiniz kadar marka giyin, giydiğiniz şey sizin ruhunuzla eşleşmiyorsa tarz olamazsınız.

Vücudunuzu tanıyın
Türk kadını vücut hatlarını sindirerek giyinmeyi bilmiyor. Doğru giyinmek istiyorsanız sizin için uygun olan doğru oranı bilmelisiniz. Ayrıca düşük bel hastası bir toplumuz. Bu nedenle de belinde simitleriyle geziyoruz. Ben hem kendim hem de markam için hiç düşük bel tercih etmem, tavsiye de etmem.

“Saat, defter tasarlamak istiyorum”
Bilsar ile yaptığımız ‘Bil’s Burçe Bekrek’ iş birliğinden çok memnunum. Özellikle pek çok erkek bizi arayıp özel tasarım beyaz gömlekler sipariş etmeye başladı. Bu da birkaç sezon içinde erkek koleksiyonunu da lanse edecek olmamızın doğru karar olduğunu gösterdi. Üniversitede verdiğim endüstriyel moda dersi ve styling alt yapımı bir araya getirerek önümüzdeki yıl bir marka ile iş birliği yapmak istiyorum. Bir tekstil markasından bahsetmiyorum. Bir su markası, bir saat markası, bir defter markası her şey olabilir. Ürün giydirme ve ürün tasarımı konusunda yurt dışında yapılan marka-tasarımcı iş birliklerinin Türkiye’de de artmasını istiyorum.

Alışveriş rotaları
Aslında en çok kendi markamdan alışveriş yapıyorum diyebilirim. Bu yüzden genellikle ayakkabı ve çantaya diğer markalardan yatırım yapıyorum. Paris fuarları esnasında bunun için kendime muhakkak vakit yaratıyorum. İstanbul’da alışveriş işine kalkıştıysam İstinye Park ve Kanyon’u tercih ediyorum. Pazar günleri ise rotam Bağdat Caddesi. En sevdiğim mağazalar Beymen ve Midnight Express çünkü çok daha fazla tasarımcıyı ve markayı bir arada bulabiliyorum.

Abartmayın
Bir davette dress code (davetiyelerde yer alan, kıyafet seçimi konusunda sizi yönlendiren açıklama) ne olursa olsun kendiniz gibi olmayı başarmışsanız, rahat, asil ve sofistike görünüyorsanız, abartmadıysanız, çok hazırlanmış gibi görünmüyorsanız tamamdır! Bu konuda en beğendiğim kadın Ferhan İstanbullu.

Sahilde yapmayın
Gece kulübüne gider gibi makyaj yapmayın.
Gece elbiselerini hatırlatan kıyafetlerden uzak durum.
Topuklu ayakkabı giymeyin.