Deri devrimi

İddialı, yaşanmış, çarpıcı, derin… Hatice Gökçe tasarımdaki iddiasını ve başarısını yepyeni bir projeyle bir adım daha ileri taşıdı. Gökçe ‘The Leather Age-Anatolia ?’ ismini taşıyan yeni koleksiyonuyla deriyi yeniden tasarladı.

Deri devrimi

Sunulabilir mi giyilebilir mi? 
Moda ne sadece giyilebilir olduğunda ne sadece sunulabilir olduğunda anlamlı. Ancak her ikisi de dengeli bir biçimde yapıldığında değer buluyor. 

Yaşanmışlık koleksiyona hayat verir
Koleksiyonlarım için seçtiğim temalar çok öncesinden hazır oluyor. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Atölyelerin, doğanın, insanların, olayların bende bıraktıkları tortu, konseptimi yaratıyor. Her şeyi hislerim üzerinden anlatıyorum. Fotoğraf ve çoğu zaman insanların girmeye çekindikleri izbe mekanlar, bütün bu alanlardaki yaşanmışlık hislerini dokularla okumaya çalışıyorum.

Sezon favorileri 
Desen, metalik parlaklık, pililer benim sezon trendleri arasındaki favorilerim. Özellikle desen, modanın şu sıralar sığındığı bir liman. Düz renklerin yarattığı etkinin yerine daha hareketli ve neşeli bir görüntü veriyor. Metalik parlaklık benim özel favorim. Metal rengi ve parlaklığını çok maskulen bulurum. Pili ise kumaşa hacim kazandırmak için en güzel yol. 

Sadece deri
Bu projeyi Deri Tanıtım Grubu’na önerdiğimde benimle aynı heyecanı duydular. Proje için hazırladığım her tasarım sadece deri malzemesi kullanılarak tasarlandı. Bu süreçte en büyük yardımcım Anadolu Medeniyetleri Kütüphanesi oldu. Sekiz medeniyet ve milletten seçimler yaptım. Hitit, Lidya, Arzawa, Frig, İyon, Urartu, Asur, Troya. Urartuların uçmayı hayal ettiği kanatlı insan heykelcikleri, Arzawaların ilginç fiziki yapıları, Hititlerin hiyeroglifleri, Truvalıların savaş sahneleri, Asurluların savaştaki atılganlıkları ve zalimlikleri gibi her medeniyetin tortusu bir deri dokusu ile buluştu. Tasarım hayatına deriyi kullanarak başlamış bir tasarımcı olarak deri ile bütün bunları ifade etmeyi seçmem ise insanoğlunun varolduğundan beri hep kullandığı malzemenin deri olması. Proje boyunca, deriye doku kazandırmak onu hırpalamadan, parçalamadan olduğu hali ile forma kavuşturmak, parçayı bozmadan bir bütüne ulaşmak ilkemdi. 

Deride yeni dönem
Moda endüstrisinin gelip geçici sistemi içerisinde bu duruma direnç gösterebilmek için, sistem dışında kendine özgü bir dil ve dünya inşa etmek güdüsü ile hareket ediyorum. Yaşadığım topraklar üzerinde daha önce kimlerin, nasıl yaşadıklarını hep merak etmişimdir. Yüzyıllar sonra bu topraklarda nelerin olacağı da bir başka merakım. Geçmiş ile gelecek hep aynı sebeple ilgi alanıma giriyor. Bu öğrenme isteğim yeni projemin ana teması oldu. Anadolu toprakları medeniyetlerin adeta doğum yeri. Katman katman farklı yaşamlara, mücadelelere, kültürlere şahit oluyoruz her bulunan kalıntı ile. Kalıntılarda hakim olan mücadele, var olma ve aktarma hissi. ‘Anatolia ∞’, ilhamını bu topraklarda hüküm sürmüş medeniyetlerden almış, geçmişin gücünü bugünün yeniliği ile buluşturmak ve geleceğe taşımak isteyen bir proje…

Tasarımın hayat bulması için 
Bir tasarıma hayat vermek için sahip olunması gereken ilk özelliğin içgüdüsel ortaya çıkarma gücü olduğunu söyleyeceğim. Sonra teknik bilgi ve üretim becerisi. Arkasından ikna etme gücü ve sabır gelir. Tasarımlar 

En büyük hata
Kadınların giyinirken yaptığı en büyük hata daha zayıf görünmek için bedenlerinden daha dar giysiler giymesi. 

Ortada bir stil karmaşası varsa
Stil karmaşasına dönüşen kombinlerde, insanın kendini nasıl hissettiği konusunda sorunları olduğunu düşünürüm. Ya kafası çok karışıktır ya da gerçek bir umursamazdır.  

Bu sezon Hatice Gökçe kadınları 
Yine siyah ve beyazın etkisinde, bol desenli tasarımlar içinde rahat giyimli kadınlar göreceksiniz sıkça. 

Favori modacılar 
Jil Sander ve Vivienne Westwood’u seviyorum.

Favori kadınlar 
Gwyneth Paltrow ve Black Lively giydikleri tasarımlarla bütünleşebilen kadınlar! 


Yola erkek koleksiyonları üretmekle başlayan Hatice Gökçe artık hem kadın hem de erkek tasarımları hazırlıyor. Ama onu farklı kılan elbette bu değil, tasarımlarındaki iddia. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu Hatice Gökçe’nin bu iddiası tasarımlarına kattığı yaşanmışlıktan geliyor: “Atölyelerin, doğanın, insanların, olayların bende bıraktıkları tortu konseptimi yaratıyor. Her şeyi hislerim üzerinden anlatıyorum. Çoğu zaman insanların girmeye çekindikleri izbe mekanların ve bütün bu alanlardaki yaşanmışlık hislerini dokularla okumaya çalışıyorum” diyor. Moda Tasarımcıları Derneği’nin kurucu üyesi olan Gökçe aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in sosyal sorumluluk projesi ‘Argande’nin 2008 yılından beri tasarım koordinatörlüğünü de yürütüyor. 2011’de Çin’in erkek giyim markası İlçi’nin de tasarım koordinatörlüğünü üstlenen tasarımcı şimdi de Deri Tanıtım Grubu’yla Anadolu topraklarında varlığını sürdürmüş sekiz medeniyetten ilhamını alan ‘The Leather Age-Anatolia ∞’ projesi ile geçmişin gücünü bugünün yeni fikirleri ile buluşturuyor. Eski medeniyetleri günümüze deri ve tasarımla taşıyan ‘The Leather Age-Anatolia ∞’, 14 Nisan’da günü İstanbul Modern’de ilk kez tasarım dünyasının profesyonelleri ve sanatseverlerle buluşuyor. Gökçe, yeni projesini ve çarpıcı tasarımlarının sırrını bizimle paylaştı.