"Önemli olan hayata iz bırakabilmek"

Profilo Pazarlama Müdürü Burcu Seçkin; şeffaflığı hayat felsefesi yapmış, başarısının sırrı da bunda yatıyor.


Yazı: Gülru İncu
Fotoğraf: Nurdan Usta

ÖZEL DOĞUŞ LİSESİ'NDE OKUDUKTAN SONRA 2002 YILINDA MARMARA ÜNİVERSİTESİ İŞLETME BÖLÜMÜ'NDEN MEZUN OLMUŞ
Profilo Pazarlama Müdürü Burcu Seçkin ve aynı sene BSH Ev Aletleri’nde reklam uzmanı olarak işe başlamış. Kariyerini şekillendirirken özel hayatını da ihmal etmemiş. Yedi yıldır evli, dört yaşında bir kız annesi aynı zamanda. 2000 senesinde, üniversitede staj yaparken Bosch Pazarlama Departmanı’nda işe başlamış, halen de aynı kurumun çatısı altında. BSH markasının kendi bünyesinde çok güçlü dört markayı barındırdığını, hal böyle olunca özellikle marka pazarlama alanında dört farklı markayla çalışmış gibi hissettiğini söylüyor. Burcu Seçkin, 2002 yılından itibaren dokuz yıl Profilo Reklam Sorumlusu olarak görev yaptıktan sonra BSH bünyesinde tüm Küçük Ev Aletleri’nden sorumlu olmuş. Üç yıl boyunca Bosch, Siemens ve Profilo Küçük Ev Aletleri’nin marka iletişim koordinasyon görevini üstlenmiş. Şu an Profilo Pazarlama Müdürü. “Yaptığım işi çok severek yapıyorum. İşimin özellikle yaratıcılık ve marka stratejisi oluşturma alanlarını daha da çok seviyorum” diyerek sürdürüyor konuşmasını. Değişen trendleri ve buna bağlı iletişim yöntemlerini ise heyecanla takip ettiğini sözlerine ekliyor. İş hayatındaki öncelikli hedefi ise tüm bu alanlarda kendini geliştirmek, hem kendine hem de çalıştığı markaya değer katmak.

"Önemli olan hayata iz bırakabilmek" - Resim : 1

ÖNCELİĞİM SAMİMİYET VE ŞEFFAFLIK
“Samimiyet ve şeffaflık çok önemli. Bunu hem kendi ekibimle hem iş birliği halinde olduğum ajanslarla hem de müşterilerimle sağlamaya ve korumaya büyük özen gösteriyorum. Pazarlama ve iletişim söz konusu olduğunda insan ilişkilerinin temelinde olduğu bir platformda çalışıyoruz. Bu sebeple samimi ilişkiler kurmak, karşılıklı güven ortamı yaratmak ve en önemlisi yaptığımız işlerden keyif almak başarılı olmada büyük rol oynuyor” diyerek başarısının sırrını açıklıyor. Bu mantıkla çalışıldığı zaman ortaya çıkan problemlerin çok daha hızlı ve iş birlikçi bir yapıda çözüldüğünü düşünüyor. Seçkin, iş hayatında mükemmeliyetçi bir anlayışı benimsemiş. Yaptığı iş kesinlikle iyi ve eksiksiz olmalı. Aksi halde o işe elini atmak istemiyor. “Bu konuda biraz zor olabilirim ama geri çekilip baktığımda ortaya çıkan iş içime her anlamda sinmiyorsa sonuçları da o kadar başarılı olmayabiliyor. Bu sebeple bir işi yapacaksam tam yapmaya özen gösteriyorum.”

Burcu Seçkin hayat felsefesini de iş hayatında izinden gittiği bir anlayışın yani her koşulda samimi olmanın üzerine kurmuş. Kendisi hep açık olmaya özen gösterdiği için karşısındaki kişilerden de bunu beklediğini, bunu sağlayamadığı ortamlarda fazla bulunmayıp, samimi bulmadığı kişileri de hayatının döngüsüne almamayı tercih ediyor. “Olaylara ve hayata dair realist bir bakış açım var. Yaşam karşısında esnek olabilmek için elimden geleni yapıyorum” diyor.

"Önemli olan hayata iz bırakabilmek" - Resim : 2

HAYAT KIZIMIN ETRAFINDA DÖNÜYOR
Her anne gibi Burcu Seçkin de hayatının kızının etrafında döndüğünü itiraf ediyor. “Açıkçası son 3.5-4 yıldır özel ilgi alanım kızım dersem abartmış olmam. Çocuk insanın hayatında oldukça dominant bir unsur, en azından benim ve eşim için öyle” sözleriyle özetliyor yaşadığı durumu ve işin güzel yanı eşiyle kendisini ikinci plana atıp, kızlarını hayatın merkezine oturttukları için çok mutlular. İş hayatının sorumluluklarından vakit buldukça çıktıkları seyahatler ise paha biçilmez. Birçok şehrini gezdiği İtalya ve İspanya favorisi. Muğla çevresi ile Çeşme ise koylarıyla onu büyülüyor.

CİLT BAKIMINA ÖNEM VERİRİM
"Parfümüm Moschino Funny. Cilt ürünlerinde Avene’in yağlı ciltler için olan serisini kullanıyorum. Türkiye’ye yeni giren Skinfood markasının maskeleri favorim. Makyajda Mac ve Kiko’nun ürünlerini tercih ediyorum. Sephora’nın farları ise benim için vazgeçilmez."

Pembe, siyah, beyaz ve gri ekseninde dönen bir gardırobum var. Aksesuar ve mücevher kullanmayı da çok seviyorum. Çok iddialı parçalar yerine düz ve sade parçaları aksesuarlarla zenginleştirmekten yanayım.

SİYAHTAN VAZGEÇMEM
"Zara, Twist, Ipekyol, Gap gibi markalardan sıklıkla alışveriş yapıyorum. Çanta ve ayakkabıda ise Prada, Balenciaga, Tory Burch, LV, New Balance ve Adidas severek kullandığım markalar. Siyah skinny jean’ler ve elbiseler gardırobumun vazgeçilmez parçaları. Spor ayakkabılarım benim için çok kıymetli, her sezon birkaç model ekleniyor."

VAZGEÇİLMEZ 10'U
1. Ailem. Ailem çok büyük değil ama koşulsuz sevgi sadece orada var. O yüzden en büyük zenginliğim bu.

2. Samimiyet. Açık olunmayan hiçbir ortamı, işi, arkadaşlığı, ilişkiyi sevmiyorum ve mutsuz oluyorum. Bu benim için çok önemli.

3. Keyif. Yaptığım işten, yediğim yemekten ya da içtiğim bir kahveden keyif almak... Hayatın koşuşturmasının içinde minik keyifler yaratmaya çalışıyorum.

4. Hediye. Hediye almayı da vermeyi de çok seviyorum. Hediye açma anı hem kendim hem de hediye aldıklarım için beni çok heyecanlandırıyor.

5. Pembe. Bu renk hayatımın merkezinde. Bana pozitif enerji veriyor. İyi kalkmamışsam bile pembe bir elbise ya da ayakkabı bütün ruh halimi değiştirebilir.

6. Çalışmak. Çalışmayı, üretmeyi ve sonunda da başarılı olmayı seviyorum. Hayata bir iz bırakma fikri hoşuma gidiyor.

7. Müzik. Fonda bir müzik olması bence her şeyi tamamlıyor.

8. Kitap. Benim için gıda gibi. Kızımın bebekliğinde önceliğini kaybeden bu zevkime bu günlerde hızlı bir dönüş yapıyorum.

9. İnternet. İnternetsiz bir ortamı düşünmekte zorlanıyorum. En basit soruyu bile bir dakikada ‘Google’a soralım’ diyen kişiyim.

10. Yandex. İstanbul’da yaşayan biri olarak Yandex yoksa ben de yokum.